• fenerbahçe'nin konferans çeyrek final başarısına, orta seviye her türk takımı yapan diyenler var. ee adana demir niye yapamadı? bjk gruptan niye çıkamadı?

    gerçi çeyrek finale başarı demem fenerbahçe için. finale çıkmamız gerekirdi. penaltılarla, saçma sabuk elendik ya neyse. sene başında bu takıma ismail kartal dışında seçenek yoktu maalesef. çünkü ali koç şampiyon olmak istiyordu. jesus'u elinde tutsa farklı olabilirdi ama adam paragöz, çekti gitti. ha orada da coştu, rekor falan kırdı.

    10 yıl şampiyon olamayınca her şeyi deniyorsunuz ve istikrarı gözden kaçırıyorsunuz. mali olarak zorlandığınız dönemlerde 2-3 sene kaybı göze alabilirsiniz ama fenerbahçe için bu eşik çoktan geçildi.

    bu sene şansımızın olduğunu düşünmüyorum ama işte bir ihtimal futbol tanrıları göz kırparsa bilemem. dede oyuncularımızı yedeğe çekecek bir kadro kurulmalı ve genç olmalı. bu kadar net.
  • boey 30'a gittiyse bizim ferdi'mis 60 milyona gider diyen fenerlilere arsenal'in ferdi'yi izleyip 5 milyon bile teklif etmemesi şokunu yaşayan camia.

    ben ferdi 5 milyon eder diyordum arsenal izleyip bundan bir şey olmaz deyip transferi rafa kaldırmış. halen fenerliler galatasaray futbolcularının değerine laf edebiliyor. komik buluyor. dünyanın en kısa fıkrası. siz bütün takımınızı satsanız torreira'yı alamazsınız. 35 yaşını geçmiş futbolcularınıza kim para verir acaba?
  • galatasaray'ın başarıları karşısında başkanları da dahil tuhaf istatistiklerle işin içinden sıyrılmaya ve aslında kendilerinin en, en, en büyük olduklarını ispata çalışan köklü ve güzide bir kulüp.

    başkanları çıkar, “son 5 yılın puan tablosunda 1'nciyiz ama nedense hiç şampiyonluğumuz yok.” der. taraftarı çıkar, “1985 yılında bizim 11 sizin 6 şampiyonluğunuz vardı.” der. öteki çıkar “pendik size sadece 8 faul yaptı. maç şike.” der. bir başkası; “barış alper, ligin 2. devresinde şu kadar faul yaptı, kart görmedi.” der. yahu hangi birini sayalım artık hakikaten şaşırdık.

    bir kere, sorarım size; neden son 5 yılın istatistiği? böyle bir şampiyonluk belirleme usulünün dünya'da bir örneği var mı? isterseniz biz cevap verelim; tabii ki yok. zaten böyle bir şey olsaydı, inanın galatasaray şampiyon olamadığı yılların pek çoğunu 5., 6., hatta 13. tamamlamazdı. herkesin malumudur ki, galatasaray şampiyon olamayacağı hissine kapıldığı anda o ligi bırakır ve sezonu çoğunlukla pek de iyi olmayan bir yerde bitirir. bu yazılı olmayan bir galatasaray geleneği olmuştur adeta. dolayısıyla galatasaray maçlarını, temposunu ve enerjisini hep mevcut sisteme göre (yani iki devreli lig usulüne göre) şampiyonluk için ayarlayan bir takım. (bence siz de öyle yapmalısınız.) hal böyle iken, bilmem kaç sezonun neticesini üst üste koyarak oluşturulacak istatistiklerin, birilerine küçük teselliler vermek dışında bir anlam ifade etmediği açıktır.

    gelelim, 1985 yılına kadar galatasaray'ın sadece 6 şampiyonluğu olduğu muhabbetine... e, ne yapalım yani? 1985'e kadar gerinizdeydik diye hep saygı duyup, gerinizde kalmaya devam mı etseydik? mesela manchester united'a bir bakalım; 1907-1992 arasında sadece 7 şampiyonluğu bulunurken, 1992-2013 arasına 13 şampiyonluk sığdırmayı başarmıştır bu kulüp. yine köklü premier lig ekiplerinden chelsea, 2004 yılına kadar bütün premier lig tarihi boyunca tek şampiyonluğa sahipken, 2004-2017 yılları arasında tam 5 şampiyonluk elde etmiştir. arsenal ise tam tersi bir istatistiğe sahiptir. 2004 yılına kadar 13 şampiyonluk kazanmış olan bu köklü ingiliz kulübü, son 20 yılda tek şampiyonluk dahi kazanamamıştır. bu hususta bir başka güçlü örnek de ünlü liverpool kulübüdür. bu kulüp, 1990 yılına kadar 18 lig şampiyonluğu kupasını müzesine görürmüşken birdenbire kısır bir döngünün içine düşmüş ve 2020 yılına kadar, yani tam 30 yıl boyunca lig şampiyonluğuna hasret kalmıştır. manchester city ise, kurulmuş olduğu 1880 yılından 2011 yılına kadarki süreçte, sadece 2 şampiyonluk elde edebilmişken, 2011 yılından 2023 yılına kadarki 12 yıllık süreçte bütün bu istatistiği (belki de makus talihi) tersine çevirmiş ve 7 kupa daha kazanarak, toplamda 9 şampiyonluk sayısına ulaşmıştır. görüleceği üzere kulüplerin tarihinde böyle uzun soluklu inişler ve çıkışlar olabilir. bunların sizin iddia ettiğiniz şekilde şikeye yahut kayırmacılığa delalet etmediği gün gibi ortadadır.

    ve gelelim pendikspor'un galatasaray'a 8 faul yapmış olmasının şikenin kanıtı olduğu iddiasına… 40 yıl geçse, bundan daha komik bir iddia düşünülemez herhalde. fakat yine de bunu bir an için ciddiye alalım ve üzerine birazcık düşünelim. pekala, madem yapılan faul sayıları şikenin kanıtı olarak değerlendiriliyor, biz de her şeyden evvel yine bu takımın (yani pendikspor'un) ligin ilk devresinde kendi evinde fenerbahçe ile yapmış olduğu maça doğru küçük bir yolculuk yapalım. içinizde hatırlayanlar olacaktır; bu maç, 5-0 gibi ezici bir skorla fenerbahçe lehine sonuçlanmıştır. elbette bu bir futbol müsabakasında rastlanabilecek bir skordur ve bu skordan hareketle bir hükme varmak asla mümkün değildir. gel gelelim, kimi fenerbahçeliler'in galatasaray maçlarında “şikeölçer” olarak kullandıkları faul istatistiklerine bu maç özelinde de bir göz atmak elzemdir. nitekim şöyle bir baktığımızda, pendikspor'un bu kadar zorlandığı ve rakibin farka gittiği bir maçta yaptığı faul sayısına şaşırmamak mümkün değildir. şimdi sıkı durun lütfen; pendikspor bu karşılaşmayı sadece 7 faulle tamamlamış sayın fenerbahçeli kardeşlerim. şöyle bir düşünün isterseniz; pendikspor, eğer bir şike yaptı ise, bunu, galatasaray'ın sahasında oynanan ve 4-1'lik bir skorla biten maçta 8 faul yapmış olmakla mı yoksa kendi evinde oynadığı ve 5-0 kaybettiği maçta sadece 7 faul yaparak mı gerçekleştirmiştir? bana sorarsanız her ikisi de değildir. çünkü bir hırs ve inat uğruna insanlara, kurumlara iftira atmak, ancak zayıf yaratılışlı, küçük insanların işidir. iyi ama biz, şu anda sizin belirlediğiniz kriterler üzerinden ilerliyor ve buradan bir neticeye varmaya çalışıyoruz. o yüzden de bu sorunun cevabını mutlak suretle sizlerin vermesi icap eder. ha, hazır cevap vermişken; başakşehir'in 4-0'lık maçtaki 9 faulünü, konya'nın 7-1'lik maçtaki 8 faulünü ve sivasspor'un 2-2'lik maçtaki 6 faulünü ve 62 dakika boyunca tek faul dahi yapmayışını açıklamalarınız arasına eklerseniz bizleri ziyadesiyle mutlu edersiniz. biliyorum, fenerbahçe, sivas maçında puan kaybetti ve şampiyonluk yolunda ciddi bir darbe aldı. işte ben de tam olarak bunu sorguluyor, galatasaray-pendik maçı örneğinden yola çıkarak ortaya attığınız, “faul sayılarının şikeye delalet ettiğine” dair tezinizi, bu maçlar üzerinden de savunmanızı bekliyorum. unutulmamalıdır ki, bu savunma, fikir namusunun bir gereğidir ve tüm iddia sahiplerinin kamuoyuna karşı inkar edilemez bir boyun borcudur.

    tabii bir de barış alper'in yahut komple galatasaray takımının faul/kart orantısı üzerinden ortaya koyduğunuz istatistikler ve bunlardan yola çıkarak ulaştığınız neticeler var. allah aşkına, siz nasıl olup da bütün bu faulleri aynı kefeye koyabiliyorsunuz? madem bu kadar teferruata iniyorsunuz, daha gerçekçi olabilmek adına, bu faullerin galatasaray ve rakipleri için sahanın hangi bölgesinde ve hangi pozisyonda yapıldığına dair bir istatistiği de ortaya koymanız icap eder. tahminimce bu istatistik şunu ortaya koyacaktır; galatasaray'a yapılan fauller rakip kaleye çok daha yakın bölgelerde, galarasaray'ın rakiplerine yaptığı fauller ise büyük oranda orta çizginin ötesinde yapılmış olacaktır. peki bu bize neyi gösterir? işin psikolojik boyutunu bir göz önünüze getiriniz lütfen; bir takım, kalesine yakın noktada mı daha sertleşir, yoksa daha uzak noktada mı? ha? sizce hangisi? sahi, kim daha sert? galatasaray mı yoksa rakipleri mi? fenerbahçe mi yoksa rakipleri mi? penaltı sayılarına bir bakın mesela; galatasaray ve fenerbahçe'nin lehine/aleyhine verilen penaltılara… evet evet, işte cevap tam da orada.

    sözün özü; yapmayın be dostlar! bunu kendinize yapmayın. yani sürekli başkalarını suçlayarak, sürekli düşmanlar yaratarak ve bu yolda durmaksızın suni gerekçeler üreterek doğru adrese varamazsınız. varamadınız da. o halde hadi lütfen toparlanın. daha aklıselim, daha soğukkanlı düşünün. sizi kışkırtanlara, gütmeye çalışanlara kulak asmayın. kendi yolunuzu kendiniz çizin. kulübünüzün yolunu aydınlatan o güçlü ışık siz olun. çünkü başınızdakiler, kötü yönetimleri açığa çıkmasın diye, bütün ışıkları kapatmakla, yolunuzu zift karası bir karanlığa boğmakla meşguller. hatta geriye kalan üç beş cılız mum ışığını da sizin nefesinize havale etmekten hiç ama hiç hicap duymuyorlar. uymayın onlara dostlar, uymayın. yoksa yazık edersiniz kulübünüze. bizden söylemesi. haydi, kalın sağlıcakla…
  • sahip olduğu ilkeler ve misyon ile cemaat,siyaset vs güçler karşısında eğilip bükülmeyen asırlık çınar.

    bizim hiçbir başkanımız kupa için yanağının okşanmasına izin vermez.veremez.kimse bunu sineye çekemez.

    ama siz yaparsınız.mayanızda bu var.

    birgün devran dönecek elbet.

    adil,eşit rekabette ne kadarsınız göreceksiniz.
  • sürecin en başında koç, saran'a 'hazırlan ben aday olmayacağım' diye bir olta atıyor.

    saran'ın adaylığı aziz yıldırım'ı harekete geçiriyor.
    aziz yıldırım'ın adaylığa hazırlandığını duyan koç da 'bu kulübü ona yedirmem' diyerek koltuktan kalkmak istemiyor. heyt yavrum benim. *

    https://www.youtube.com/watch?v=func2ocscrm
  • bu takım çok fetöcü ağlatacak, kan alacak bu pensilvanya çocuklarından. doğru yer doğru zaman doğru insan...

    "sessizliğimize aldanmayın. size olan hırsımız geçmedi."
  • gecen sene fenerbahce hakkinda 2 tane entry yazdim alin okuyun belki isinize yarar.

    (bkz: #153115793)

    (bkz: #154596580)
  • en baştan söyleyeyim galatasaraylıyım.

    fenerbahçe ile galatasarayın son 30 yılda başarı olarak arasının açılması tesadüf değildir. yapı, federasyon, fetö metö saçmalıklarına hiç girmeyeceğim.

    fenerbahçe ile galatasarayın son 30 yıldaki en büyük farkı kurumsallıktadır. fenerbahçe sadece 3 başkana sahip iken, ve her gelen ortadogu diktatörleri gibi koltuğunu ne olursa olsun bırakmaz iken, galatasaray başarısızlıkta sebebi kim olursa olsun (kulüp efsanesi fatih terim dahi olsa) biletini keser.

    cok basit bir soru soracağım ve fenerli arkadaşlar da elini vicdanına koysun düşünsün. siz hiç galatasaray'da 6 yıl şampiyon olamamasına rağmen hala koltukta kalan ve muhtemelen kalmaya da devam edecek bir insanı hayal edebiliyor musunuz? cevabı evet ise size söyleyecek sözüm yok, demek ki farklı dünyalarda yaşıyoruz. cevabı hayır ise, dogru yoldasınız, zira galatasarayın başarısı burda gizli.

    biz bir gol ile (eski oyuncumuzun bize attığı bir gol ile) şampiyonluk verdik, cok değil 3 sene önce. ben birkaç salak fanatik dışında hiçbir galatasaraylı taraftarın komplo teorileri ürettiğini görmedim, herkes takımı eleştirdi.
    1 sene sonra 13. olduk. baskanindan malzemecisine kadar herkes değişti takımda.
    rakibimiz ve bu başlığın konusu fenere bakalım... 10 senedir şampiyon olamıyor. kayda değer hangi reflexi gösterdi?

    bu sene adam gibi bir takım kurdu. ama tek adamliklardaki en büyük sorun olan, sadakatin liyakatten önce gelmesi sorunu ön plana çıktı. ali koç jesus gibi güçlü bir karakteri değil, ismail kartal gibi liyakatsiz ama kendisine sadık birini takımın başına getirdi. kaçınılmaz son yaklaşıyor...

    fenerbahce camiası ise bu süreçte iyice içine kapandı. yankı odalarında birbirlerini komplo teorileri ile uyuttular. rakibine karşı düşmanlasti, rakibini şeytanlaştırdı.

    elde ne var: sıfır

    son olarak şunu söyleyeyim. zihniyet farkı değişmedikçe ve tek adamların takımı olmaya devam ettikçe fenerbahce, galatasaray ile uçurum daha da açılacaktır
  • son 25 yılda 5, 50 yıl da 13 şampiyonluğu olan kulüp.

    galatasaray'da ise bu oran 25/10 ve 50/17.

    zaten şampiyonluklarının çoğu galatasaray'ın 14 sene şampiyon olamadığı dönemlere denk geliyor. bu yüzden yeşilçam'da bolca fenerbahçe vurgusu yapılır. turist ömer, hababam sınıfı, mavi boncuk, ya ya ya şa şa şa filmleri bunlardan bazılarıdır.

    galatasaray'ın olmadığı sezonlarda abdurrahman çavuş kendisini kral zannetmiş.

    hani diyorlar ya galatasaray 80'lerden sonra çıktı yok efendim anap özel mesut yılmaz falan külliyen yalan aq.

    1973-1986 arası federasyon ekseriyetle bunlardan oluşuyordu ve bu süre zarfında galatasaray defalarca averajla şampiyonluk kaybetti. 14 sene şampiyon olamadı ve bir gün bunlar gibi ağlamadı "ühüü hakkımızı yiyürlar."

    önder özen ki kendisi fenerbahçelidir; adam diyor ki çocukluğumda hatırlıyorum galatasaray uzun süre şampiyon olamazdı ama toplamadık kupa da bırakmazdı.

    gerçekten de öyleydi 14 sene boyunca şampiyon olamadı fakat en çok koleksiyonunu bu zaman zarfında oluşturdu.

    babam metin oktay'ı canlı izlemiş mesela gönlünde prekazi ile birlikte en çok yer eden 2 oyuncudan biri.

    "kıskanır gıpta ederdik, kimileri takımını değiştirir fenerbahçe'yi tutardı o zamanlar. lig'de en başarılı ve en çok taraftara sahiplerdi ama hiçbir zaman vazgeçmedim galatasaray'dan."

    bu tırreklerin en başarılı olduğu o 70'li yıllarda bile yine her zaman olduğu gibi avrupa'da sıfır başarı.

    galatasaray 68-70 arası şampiyon kulüpler kupasında bile çeyrek final oynamış.

    sonra derwall derken türk futbolunda çağ atlatmış türkiye'de galatasaray'dan başka hiç kimsenin bir daha gerceklestiremeyecegi başarılar. zaten avrupa'dan bir kupa daha gelirse bunu yine biz yaparız.

    şampiyon kulüpler kupasında yarı finaller, 5 kez çeyrek final, 2 avrupa kupası vs...

    yani demem o ki oldukça taraftar kaybettiler ve kaybetmeye de devam edecekler.

    bankalar birliğinden çıkacak ve büyük ihtimalle 24. şampiyonluğuna ulaşacak galatasaray makası öyle bir açacak ki o fark bir daha asla kapanmayacak.

    ulan hersey bir yana da galatasaray 2019-22 arası nasıl şampiyon olamadı hayret amk.

    uzun lafın kısası; herşey mazide kaldı, atı alan kadıköy'ü geçti, o günler bitti şaaakiiirr ne demek bittieğğ asfj.
  • himmetçilerin cirit attığı başlığa dönüşmüş.lig bitmeden kendilerini en über ilan etmişler, burda fener kötülüyorlar,sezon boyunca yaptıklarını temize çıkarmaya uğraşıyorlar, bu şekilde bitirdikleri her sezon olduğu gibi.artık yemiyor kimse bilesiniz.
    neymiş fener çok kötü yönetiliyormuş.neymiş taraftarı güdülüyormuş.çünkü bu ligde şampiyon olabilmek için transferde, hoca seçiminde, süreçleri yönetmede filan hep süper kararlar alman lazım dimi.taraftarından yönetimine hatasız bi sezon geçirmen lazım dimi.mesela başakşehir, trabzon,bursa, beşiktaş,galatasaray filan hep böyle süper sezonların ardından şampiyon oldular.galatasaray yönetimi ve teknik heyeti mesela sezon başı şampiyonlar ligine göre kadro kurdular ve hiç hataları olmadığı içinde şampiyonlar liginde doludizgin gidiyor.pragdan dört yemedi. zaha, ndombili, ziyech vs süper performans aldılar çünkü süper yönetiyorlar.başkanları mesela o kadar iyi yönetiyor ki bir hafta tff istifa diyor ertesi hafta imza vermem diyor ertesi hafta ayakkabı fabrikasında özel görüşüyor filan.bi yöneticileri gerideyken ligi bitirtmez belgeler açıklayacaktır öne geçerse pamuk prenses olur.iyi yönetim budur işte.daha söylenecek o kadar çok şey var destan olur uzatmayayım.
    gidin başlığınıza birbirinizi güzelleyin.
hesabın var mı? giriş yap